merhaba, aşağıya en fazla 50 kelime sınırında kalarak kendinizden bahseder misiniz?
mesela neleri seversiniz, kaç kere taşındınız, nerede yaşıyorsunuz, evli misiniz bekar mısınız, geçinebiliyor musunuz, hem hayatta hem de etrafınızla, pahalılık sizi de bitirdi mi, yoksa idare ediyor musunuz? kalbiniz kırık mı tamir oldu mu? ya da siz nasıl tarif ederseniz artık. yorumlarda buluşalım.
7 sene önce çok sevdiğim İstanbul’a Hatay'dan geldim 7 sene içinde 5 ev değiştirdim. maddi zorluklar ortak ev paylaşımlı hayata zorlamasi dışında birikim yaptırmasa da çok şükür borçsuz bir hayat yaşıyorum. Kalbim çok kırık 2 kez büyük kazık yedim maddi ve daha cok manevî.sahne sanatlarını izlemeyi çok seviyorum. Ayrıca sanata dair herşeyi.İstanbul da olma motivem de bu aslında.
Kendimle ilgili sorulara cevap verirken çok zorlandığımı, net olmaya çalışırken hep acaba dediğimi, kalbimin ne kadar kırık olduğunu, yardım istemekten korkmadığımı ama istediğim yardımı bugüne kadar neredeyse hiç alamadığımı fark ettiğimi yazmak geldi şu an içimden. Bu bütünün içinde hayattan keyif almaya çalışan biriyim.
Kişilik analizi yapan anketlere bayılırdım. Bu sorunuz bana onları hatırlattı. Hem çok söz dinleyen hem de başına buyruk bir gençtim. Kendime yapılmasını istemediğim hiç bir şeyi başkalarına yapmayı düşünmedim. Çok iyi olmaya çalışmak bazen işe yaramadığı gibi itici olmuş olmakta cabası olduğunu da bilmemde iyi olmak güzeldir. Yani iyilik yap denize at diye diye büyüyenlerdenim. İşte tam büyürken ve göç ettiğimi anladığımda 20 sene geçmiş olduğunu fark ettim. Kendi çemberinden çıkmak güzel geldi bana, başarılı oldum Amerikada ama mütavazi olmayıda severim. Sevgiler
Artik daha iyi insan olmak zorunda miyiz inanin bilmiyorum. Isgal ettigim alanda IYI olmak klise altinda gelen bir suru yaptirimlardan yoruldum sanirim. Nese salgini icin umutluyum ama ailelerimiz ile barismak ilk sart.
Kitapları severim bir de kızımı, tatil yapmayı, gezmeyi, iyi yemeği, güzel müziği.. köpekleri, kedileri, hiç görmediğim halde koalayı… evlendiğimden beri 5 kere taşındım, hayalimdeki eve çok uzağım. Yemeklerden annemin yaptıklarını, en çok etli yaprak sarmasıyla fırın makarnayı, içeceklerden bir tek çayı severim. Elif Key’i okumak yüreğimi yıkar, pırıl pırıl, ışıl ışıl yeni silinmiş camlar gibi olurum. En sevdiğim hediye çiçek en sevdiğim şarkıcı Sezen’dir.
kızınız ne kadar şanslı olduğunu bir gün tertemiz camlara bakarken, fonda sezen çalarken, bir arkadaşı yaprak sarması getirdiğinde anlayacak ya ben de bu ihtimali severim.
off hem de ergen mi:) desenize şampiyonlar ligi'ndeyim:))) çok seviyorum gençleri. öpmenize izin veriyorsa, öptükten sonra yanaklarını siliyorsa bile benim için öpersiniz 🖤
14 yaşında, zorla öpebiliyorum ve tabii ki siliyor yanaklarını. 🥰 Çok çok sevgiler bende sizi öpüyorum yanaklarınızdan ve sarılıyorum en kocamanından 💜
Yemek, muzik, gunes, bol geyik, disko severim. Gerci diskoyu eskiden daha cok severdim sanirim icim yaslandi. 4 yildir gocmen sayilirim ama dubai gocmen sayilmak icin zor bir sehir degil. hayat ile gecinmek icin turlu numaralarim var ama kendime acimiyorum surekli sert... ruhum bize de mi lolo diyor ama durmuyor dilim. gizli bir melankolik ruh varmis icimde onunla yuzlesmemek icin cabaliyorum ve kizim ile neseli buyumek istiyorum.
bizim o bıçaklar yok mu hep kendimize fırlattığımız, keşke yok olsalar bir anda. ama bilemiyorum belki de onlar sayesinde daha iyi insanlar olmaya çalışıyor da olabiliriz :) kızınızla neşeniz umarım bulaşıcıdır, yeni bir salgın diye açıklarlar, hepimize bulaşır🖤
Beden olarak göçmen, kafa olarak araftayım. Rutinler konusunda takıntılıyım. Sigaraya yeniden başladığımı annemden saklıyorum. Sürekli listeler yapıyor çoğunu tamamlamadan yenilerini yazıyorum. Karadelik fobim var, vakum kelimesini yanlış telaffuz ediyorum. Üşüyeceksem kar yağsın bari istiyorum. En çok kardeşimi ve kedimi özlüyorum.
vakumu doğru telaffuz edenler başka başka, belki de özenmediğimiz, arafta olduğunu bilmedikleri hayatlar yaşıyorlar belki de, senin cebinde yedimilyon kelime vakumu eksik kalsın🖤
yarı istanbullu yarı avusturyalı, doğma büyüme istanbullu, tüm çocukluğu taşınarak geçmiş 2013 ten beri kısmen Graz'ta kısmen de Türkiye'de çeşitli kazılarda. yerleşmek isteyen bir yerleşiksiz. Aslında Arkeolog, Phd öğrencisi bazen garson bazen komi ve köpek bakıcısı. bekar. peynir alırken de dışarı da kahve içerken de düşünür oldu cüzdanı. azıcık kazandığını gezmeye yatırır en çok da bisikletle gezer uzun turlar kmler yapar. başka bir hayatın mümkününü arar. kalp kırıklıklarının da mevsimler gibi geçtiğini düşünür.
elif ben de, ne kadar bu isme ait hissetmesem de, etrafımdakilerin sevgisinden hiçbir zaman emin olamıyorum, gelecek kaygısıyla boğuşuyorum, bazı günler kalbim çok hızlı çarpıyor, bazen de çok yavaş, ama huzurlu bir yavaş, zaman çizgisine belirli noktalar koyarak yaşıyorum gibi hayatımı, bu sıralarda bir tanesine de çok yaklaşıyorum, ondan sonrasını merak ediyorum ama korkuyorum
Eskişehirli, Ankara, İstanbul, Kaş hattında sıfırdan kurulan hayatlarda uzman.. Yakın ve çok erken kayıplarla biraz sarsılmış, ülkenin haliyle herkes gibi yorulmuş. Kaş’ta da nefes alırsın yani Aslı! Yok:) O sebeple heybeyi yine toplamış, sevdiceğim ile haftaya Boston’a gelecek, o çok sevdiği kadınla da belki bir yerde kahve içerler, içleri ısınır, bu kadın üşümeyi hiç sevmiyor çünkü:) İletişimci, tercüman, bir gün belki acemi bir yazar…
30 yaşında bi’ Ankaralıyım. 5 sene İstanbul’da yaşadım, hiç alışamadım. Babamın en sevdiğim huylarına sahip, babamın hiç sevmediğim huyları yanına bile uğramamış, yani mükemmel gibi biriyle sekiz yıldır birlikteyim. Peşine takılıp İngiltere’ye geldim. Ne istediğini bilip kariyerinde emin adımlarla yürüyen birine destek olmak, ne istediğine karar vermekten daha kolay ve güvenli geldi herhalde. Kafam karışık, kalbim kırık ve maalesef tüm kötülere nefret doluyum.
11 yaşında Eskişehir’den Kanada’ya taşınan, 22 yaşında babasinin kanser mücadelesine dört elle sarılan ve onu geçen sene kaybeden 33 yaşında bir kadın. Önce göçmen, daha sonra hastabakici kimliğinden sonra kimliksiz kalan ve kendini nerede arayacağını bulmaya çalışan birisi. Bu aralar pek iyimser olamayan, etrafında çok hayvan ve az insan seven. Adı Deniz ve balık burcu, ama yüzmeyi hala bilmiyor. :)
yüzmeyi bilip de kıyıdan ayrılmayan çok insan var, bir gün yüzüp yüzüp denizde sırt üstü yatıp gökyüzüne bakacağınızı görüyorum, siz de görmüşsünüzdür bence🖤
Ankara'da başlayan hikaye arada bir şehir daha görüp İstanbul ikametine ulaştı. 20 yıl sevimsiz ve hiç de kolay olmayan işlerde çalışıp şimdi ne kadar süreceği belirsiz bir mola ya da işsizlikle iştigal etmekteyim.42 ye ulaşmama az biraz zaman kaldı. Pahalılık için diyebilirim ki yıkılmadım ama ayakta da sayılmam. Çocuksuz evlilerdenim bir kedim var. Yıllardır severek takipteyim burada da bir hatıram olsun istedim🌸
Ben Gaye, yolumu bulmaya çalışıyorum. Geleceğime dair bir yandan çok fazla umudum varken bir yandan umutsuzluklarla doluyum. Kendimi anlamaya tanımaya mutlu olduğum olacağım şeyleri anlamakla ilgileniyorum. İnsanlarla tanışmayı seviyorum, hayatlarını dinlemek ya da herhangi bir hikayesini dinlenmeyi, kendimden bir şeyler bulmayı, ya da bana bir şeyler farkettirmelerini seviyorum. Bu kadar kendime,duygularıma, hislerime, yaşadıklarıma odaklı olmama rağmen üç yıllık ilişkimi aşamıyorum aşmaktan ziyade değersiz hissetme duygusuyla başa çıkamıyorum. Öyle işte..
31 yasinda, ergenligini yasamaya, kendi isteklerini anlamaya-aramaya, insanlar tarafindan sevilmemeyi goze alarak biraz narsist yanini serbest birakmaya, birey olma yolunda emin adimlar atmaya calisan, yokus cikar gibi gecirdigi 1 senenin sonunda yokus asagi sallanip yuvarlanmak, korkmadan yasamak isteyen Izmirli bir insan.
vicdani olanı seven eşini kaybetmiş İstanbul da yaşayan geciniyorum desem yalan geçinemiyorum desem yine yalan diyen ortada kalmış hayalleri cok ama umutları azalmış kızı ile yaşayan kalbi çoktan kırılmış ama iyi ki sevdiklerim var diyen bir insan
Eskiden beri soruları karışık daha doğrusu bildiğimden başlayarak yanıtlamayı seven, bilmediklerimi boş bırakmaktan hoşlanmayan ama laf olsun yazdıklarımı da saçma bulan ben. Şu an writing sınavları gibi kaç kelime yazdığımı saymaktan cevaba odaklanamasam da ; biraz dağınık, kalbi tamir edilemeyecek kadar bozuk olmasa da kırık, şu sıralar bir bebeğin gözlerinde benliğini arayan bir anne : ben!
yasi 43… ama dogustan 55… damardan sari kirmizi… sporun, sporcunun dostu ve bizzat kendisi… hayattan alacakli… 6 sehir 3 ulke ve 17 tasinma ile uzman koli bantlayicisi… tadimiz kacmasin Ali Riza Beycilikten kurtulmaya calisan, hayattan alacaklarini tahsil etmek isteyen evli ve cocuklu merakli yay insani.
uzman koli bantlayıcısı 🖤 dünyanın en zor şeyi, kutuyu denk getirsen, bant açılmaz, bandı açarsın kutunun kapağı kenara fırlar, tam yapıştıracakken kazağına yapışır, yan döner, çapraz yapışır. ne güzel küçük dertlerimiz de var.
kadıköy’lüyüm. babamı zar zor ikna edip tek başıma eve çıktım, ayaklarımın üstünde durmak istiyorum diyerek. iki yıl oldu, ayaklarımın üstünde duracak gücüm yok bu aralar ama kimseye çaktırmıyorum. özellikle de babama. kalbim feci kırık ve onunla ne yapacağımı bilmiyorum. sadece gün sonunda ‘’oh bugün de geçti’’ diyorum ama ne için bilmiyorum. yolun sonunda bir şey var mı onu da bilmiyorum ama günleri bitirmeye devam ediyorum. her şey üst üste bu aralar ama yine de şu hayatta sevdiğim ufak şeylere tutunarak yaşamaya çalışıyorum n’apim
ben babalara rağmen bir eve çıkma yazısı yazıcam, aklımda sizi tutarak! unutursam hatırlatın olur mu? pes etmek yok! güzel günlerin geldiğini ben biliyorum siz de göreceksiniz, yeminle!
nasıl mutlu olurum anlatamam. ay heyecanlandım ama ben şimdi. unutmam ki asla unutturmam da, tamamdır. :) herkesin yazısını okudum neredeyse, hepsinde kendimden de bir şeyler buldum. sanki hepimiz bir masanın etrafındayız yemekler de böyle az kalmış. bir şeyler içerken, herkes kendiyle ilgili bir şey anlatıyor gibi. :) ''bakma kırık döküğüz hepimiz ama iyiyiz ya galiba'' diye düşündüm. o zaman hep birlikte güzel günlere! söz. pes etmek asla yok. seviyorum sizi. :))
37 yaşında ikinci evliliğini yani deneme yanilmadan sonra ikinci denemesini yapmış ama son durakta durup üstüne birde çocuk yapmış bir kadınım.Astrolojinin astronominin kötü Yola düşmüş kardeşi olduguna inanan Üstün Dökmen ile ayni fikirdeyim .Buna rağmen yay burcumun tüm özelliklerini taşıdığımı gördükçe inansam mı şu burç olayına diyen biriyim :)Hayat yolculuğunda tek tarafin penceresine değil, yolun iki tarafina da bakmaya çalışan bir yolcuyum.Yolcu arkadaşlara başarılar dilerim.
hahah siz cam kenarısınız gibi geldi bana, çünkü ancak cam kenarında oturan bir kadın kimsenin cesaret etmeyeceği kararları camdan dışarı bakarken alır! tebrik ediyorum. 🖤
Ben bahar. İstanbulda yaşıyorum, hepimizin bayıldığı Kadıköyde, hayatımın bu kısmı hoşuma gidiyor. Hoşuma gitmeyen kısımları da var ama onları sıklıkla görmezden geliyorum.
Hayatımın şu ana kadarki bölümünde, en sevdiğim şey sinemaya gitmek oldu, seans ve film farketmeksizin. Bi de uuzzun uzun yürümeyi seviyorum ama sinemaya gitmek açık ara önde..
off nasıl severim. bir de alakasız seanslarda. ya üç kişi ya beş kişi olacak, kişi sayısına bakıp reklamları oynatmayacaklar. çıktığınızda saat 5'e 20 kalayı gösterecek.
Sinema salonundaki kişi sayısı ile reklamları atlama ihtimali arasındaki bağlantıyı az önce sayenizde öğrenmiş oldum. Her gün bir yeni bilgi panosu oldu burası benim için.
Sinemadan çıkınca saat 16.40 . Ufff mis gibi, hele de haftaiçi ise. Ay hatta cuma cuma. Enfessss.
çok tatsız biten dokuz yıllık ilişkinin ardından eski sevgilisinin evden taşınmasını bekleyen, 41 yaşında yeniden nasıl başlanır diye düşünen, zengin olmak zorundayım diye kariyer peşine düşen, canı hiç acımıyormuş gibi davranmayı gurur meselesi yapan, yine de eski sevgilisine taşınacağı gün vermek üzere mektup yazmaktan kendini alıkoyamayan buz gibi bir romantiğim.
Bunu yazmanız ne enteresan, hemen anlatayım :) Sene 2016, beyimiz yine kalbimi kırmış. Çıktısını alıp çerçeveye koyduğum bir tane fotoğrafımız var. Derhal onu parçalara ayırıp çöpe atmış, çöpü de kapının önüne koymuş, ardından civardaki bir arkadaşımın evine kalmaya gitmiştim. İki üç gün sonra eve döndüm kimse yokken. Çerçevede çöpten toplanıp birleştirilmiş fotoğrafımız duruyor. Bu yüzden onu affetmiştim. Tekrar bu riski alamam :)
İstanbul, 49y, doğma büyüme Kadıköylü. 20 yaşında Brüksel'de üniv. okuyan kızı var. Boşanık. Bu sefer evlenmek yok diye sevgilisiyle beraber yaşıyor; ne farkı varsa?:) Ege'ye gitmek istiyor çünkü emekli oldu ve bu şehirde çok mutsuz. Hala çalışıyor. Aslında artık beyaz yakalı olarak kurumsalda çalışmasına gerek yok ama konfor alanından çıkamıyor. Balığın ve deniz mahsulünün her türlüsü, rakı, güzel sofralar, deniz, tekne sevdalısı. Yunanistan aşığı. Abla. Kalbi çok şeye çok kırık ama alıştı buna, artık tamire ve sorgulamaya çalışmıyor.
Birçoklarının aksine hiç sevemediğim Eskişehir’de 7 sene yaşadıktan sonra koşar adımlarla kaçıp annemin yanına sığındım ve Eskişehir’den biraz daha çok sevdiğim işimi yapmaya başladım. Burada biraz nefes almak zor oluyor. 3 sene beraber olduğum ilk aşkımı bir anda terk edip 5 sene sonra yine koşarak ona döndüm. Pek çok konuda anlaşıyor olsak da benim 90’lar brit rock sevdamı hiç anlayamadı. Kalbim bir aralar kırıktı ancak aldığım seanslarca psikoterapi sayesinde parçalar arasında 501 uhu var. Susanna Tamaro’nun bir kitabında birileri öldükten sonra kalanlar için hayat devam etmez diyor, hayat devam etmeye çalışır diyor. Babam gittikten sonra -ki 18 sene oldu- hayatın devam etmeye çalıştığını ve kalbimin ilk orada kırıldığını anladım
ben de Britpop'a bayılırım, aynı müzik sevgimiz olmayan insanları sevmemiz de tutuyor🥀, bir de babanız için şimdi oturup cure'dan M dinliycem kabul ederseniz!
Sanayinin icinde nefesimi tuta tuta calisip, nefes almak icin yollara duserim, en cok da New york’ta nefes alip, kardese yegene kavusup sanayisini ozleyip geri donerim. Hayatta en sevdigim yemek bir cerkes borek cesidi olan velibahti; annem beni birakip diger taraftakilere pisirmeye gittigi icin artik yemiyorum. Favori yemegim artik mercimek koftesi, kardesimin yaptigi. Futbolu cok severdim, annem hasta Fenerliydi ben Cimbomluyum. Annem giderken futbolu da yaninda goturdu.Arada Cimbom sarkilari dinlerim hala. Ben bir Rock muzik bagimlisiyim. Pink Floyd eski takintim, Nick Cave yeni takintim. Yaslandigimi asla kabul etmiyorum ama artik kalbim cok kiriliyor ve kendiliginden iyilesmiyor,,sonra icten ice anliyorum yaslandigimi. disari asla belli etmiyorum.
insanları izleyip seyir defterime onlarla ilgili hikayeler yazmayı severim. 5 yıl önce bir sırt çantasına eşyalarımı koyup İstanbul'a geldim hala da buradayım :) zor oldu ama tutundum diyelim. derdi insan ve anlama çabası içinde olan her insan gibi tabiki kalbim kırık... bu ara hayatla ilgili her konuda idare ve inat etmeye çalışıyorum. ve merhaba nuray ben hoş buldum :)
istanbullu, 2013’ten beri new york'ta, saçını da ny'ta kestiriyor, 2006’dan beri aynı insanla, astrolojiye inanmak istiyor ama anlamıyor, bir yeğeni var, zeytinyağlı ve balıkta tercihi aynı - barbunya, kışları seviyor, yaz aylarında zorlanıyor, futbolu çok seviyor, ny’ta duruşmaları ve sokakta insan hikayelerini takip ediyor.
ben de sizin doktor olmanızı bekliyorum! şöyle hastalarının unutamayacağı, iyi ki berfin hanım bizi görmüş denilen bir doktor. hayal bu ya :) iyi ki doğmuşsunuz🖤
7 sene önce çok sevdiğim İstanbul’a Hatay'dan geldim 7 sene içinde 5 ev değiştirdim. maddi zorluklar ortak ev paylaşımlı hayata zorlamasi dışında birikim yaptırmasa da çok şükür borçsuz bir hayat yaşıyorum. Kalbim çok kırık 2 kez büyük kazık yedim maddi ve daha cok manevî.sahne sanatlarını izlemeyi çok seviyorum. Ayrıca sanata dair herşeyi.İstanbul da olma motivem de bu aslında.
Kendimle ilgili sorulara cevap verirken çok zorlandığımı, net olmaya çalışırken hep acaba dediğimi, kalbimin ne kadar kırık olduğunu, yardım istemekten korkmadığımı ama istediğim yardımı bugüne kadar neredeyse hiç alamadığımı fark ettiğimi yazmak geldi şu an içimden. Bu bütünün içinde hayattan keyif almaya çalışan biriyim.
Kişilik analizi yapan anketlere bayılırdım. Bu sorunuz bana onları hatırlattı. Hem çok söz dinleyen hem de başına buyruk bir gençtim. Kendime yapılmasını istemediğim hiç bir şeyi başkalarına yapmayı düşünmedim. Çok iyi olmaya çalışmak bazen işe yaramadığı gibi itici olmuş olmakta cabası olduğunu da bilmemde iyi olmak güzeldir. Yani iyilik yap denize at diye diye büyüyenlerdenim. İşte tam büyürken ve göç ettiğimi anladığımda 20 sene geçmiş olduğunu fark ettim. Kendi çemberinden çıkmak güzel geldi bana, başarılı oldum Amerikada ama mütavazi olmayıda severim. Sevgiler
Artik daha iyi insan olmak zorunda miyiz inanin bilmiyorum. Isgal ettigim alanda IYI olmak klise altinda gelen bir suru yaptirimlardan yoruldum sanirim. Nese salgini icin umutluyum ama ailelerimiz ile barismak ilk sart.
Kitapları severim bir de kızımı, tatil yapmayı, gezmeyi, iyi yemeği, güzel müziği.. köpekleri, kedileri, hiç görmediğim halde koalayı… evlendiğimden beri 5 kere taşındım, hayalimdeki eve çok uzağım. Yemeklerden annemin yaptıklarını, en çok etli yaprak sarmasıyla fırın makarnayı, içeceklerden bir tek çayı severim. Elif Key’i okumak yüreğimi yıkar, pırıl pırıl, ışıl ışıl yeni silinmiş camlar gibi olurum. En sevdiğim hediye çiçek en sevdiğim şarkıcı Sezen’dir.
kızınız ne kadar şanslı olduğunu bir gün tertemiz camlara bakarken, fonda sezen çalarken, bir arkadaşı yaprak sarması getirdiğinde anlayacak ya ben de bu ihtimali severim.
Ahh kalbim.. Bazen en yakınınızdaki sizi anlamazken, okyanus ötesi bir yazar bestfriendimiz olabiliyor. Nasıl mutlu oldum anlatamam çok duygulandım.
Love.
. Bir ergen annesi
off hem de ergen mi:) desenize şampiyonlar ligi'ndeyim:))) çok seviyorum gençleri. öpmenize izin veriyorsa, öptükten sonra yanaklarını siliyorsa bile benim için öpersiniz 🖤
14 yaşında, zorla öpebiliyorum ve tabii ki siliyor yanaklarını. 🥰 Çok çok sevgiler bende sizi öpüyorum yanaklarınızdan ve sarılıyorum en kocamanından 💜
Yemek, muzik, gunes, bol geyik, disko severim. Gerci diskoyu eskiden daha cok severdim sanirim icim yaslandi. 4 yildir gocmen sayilirim ama dubai gocmen sayilmak icin zor bir sehir degil. hayat ile gecinmek icin turlu numaralarim var ama kendime acimiyorum surekli sert... ruhum bize de mi lolo diyor ama durmuyor dilim. gizli bir melankolik ruh varmis icimde onunla yuzlesmemek icin cabaliyorum ve kizim ile neseli buyumek istiyorum.
bizim o bıçaklar yok mu hep kendimize fırlattığımız, keşke yok olsalar bir anda. ama bilemiyorum belki de onlar sayesinde daha iyi insanlar olmaya çalışıyor da olabiliriz :) kızınızla neşeniz umarım bulaşıcıdır, yeni bir salgın diye açıklarlar, hepimize bulaşır🖤
Beden olarak göçmen, kafa olarak araftayım. Rutinler konusunda takıntılıyım. Sigaraya yeniden başladığımı annemden saklıyorum. Sürekli listeler yapıyor çoğunu tamamlamadan yenilerini yazıyorum. Karadelik fobim var, vakum kelimesini yanlış telaffuz ediyorum. Üşüyeceksem kar yağsın bari istiyorum. En çok kardeşimi ve kedimi özlüyorum.
vakumu doğru telaffuz edenler başka başka, belki de özenmediğimiz, arafta olduğunu bilmedikleri hayatlar yaşıyorlar belki de, senin cebinde yedimilyon kelime vakumu eksik kalsın🖤
yarı istanbullu yarı avusturyalı, doğma büyüme istanbullu, tüm çocukluğu taşınarak geçmiş 2013 ten beri kısmen Graz'ta kısmen de Türkiye'de çeşitli kazılarda. yerleşmek isteyen bir yerleşiksiz. Aslında Arkeolog, Phd öğrencisi bazen garson bazen komi ve köpek bakıcısı. bekar. peynir alırken de dışarı da kahve içerken de düşünür oldu cüzdanı. azıcık kazandığını gezmeye yatırır en çok da bisikletle gezer uzun turlar kmler yapar. başka bir hayatın mümkününü arar. kalp kırıklıklarının da mevsimler gibi geçtiğini düşünür.
bir de hotmailinizi kontrol eder misiniz rica etsem
geçer. bisikletle ağaçların arasından geçerken geçer🖤
elif ben de, ne kadar bu isme ait hissetmesem de, etrafımdakilerin sevgisinden hiçbir zaman emin olamıyorum, gelecek kaygısıyla boğuşuyorum, bazı günler kalbim çok hızlı çarpıyor, bazen de çok yavaş, ama huzurlu bir yavaş, zaman çizgisine belirli noktalar koyarak yaşıyorum gibi hayatımı, bu sıralarda bir tanesine de çok yaklaşıyorum, ondan sonrasını merak ediyorum ama korkuyorum
o emin olamama hali hepimizde var, bende yok diyen baya sallıyor:) yeni noktanınız umarım size de hatta bize bile iyi gelir.
Eskişehirli, Ankara, İstanbul, Kaş hattında sıfırdan kurulan hayatlarda uzman.. Yakın ve çok erken kayıplarla biraz sarsılmış, ülkenin haliyle herkes gibi yorulmuş. Kaş’ta da nefes alırsın yani Aslı! Yok:) O sebeple heybeyi yine toplamış, sevdiceğim ile haftaya Boston’a gelecek, o çok sevdiği kadınla da belki bir yerde kahve içerler, içleri ısınır, bu kadın üşümeyi hiç sevmiyor çünkü:) İletişimci, tercüman, bir gün belki acemi bir yazar…
içtiniz mi o kahveyi?
İçtik mi? Sizinle içmeyi hayal ediyordum da:)
30 yaşında bi’ Ankaralıyım. 5 sene İstanbul’da yaşadım, hiç alışamadım. Babamın en sevdiğim huylarına sahip, babamın hiç sevmediğim huyları yanına bile uğramamış, yani mükemmel gibi biriyle sekiz yıldır birlikteyim. Peşine takılıp İngiltere’ye geldim. Ne istediğini bilip kariyerinde emin adımlarla yürüyen birine destek olmak, ne istediğine karar vermekten daha kolay ve güvenli geldi herhalde. Kafam karışık, kalbim kırık ve maalesef tüm kötülere nefret doluyum.
kafa kalp hepimizde aynı durumda. bir röntgen çekseler, hepimizi kardeş sanarlar, ya da ruh ikizi :) soğuktur ingiltere sıkı sıkı giyinin🖤
11 yaşında Eskişehir’den Kanada’ya taşınan, 22 yaşında babasinin kanser mücadelesine dört elle sarılan ve onu geçen sene kaybeden 33 yaşında bir kadın. Önce göçmen, daha sonra hastabakici kimliğinden sonra kimliksiz kalan ve kendini nerede arayacağını bulmaya çalışan birisi. Bu aralar pek iyimser olamayan, etrafında çok hayvan ve az insan seven. Adı Deniz ve balık burcu, ama yüzmeyi hala bilmiyor. :)
başınız sağ olsun!
yüzmeyi bilip de kıyıdan ayrılmayan çok insan var, bir gün yüzüp yüzüp denizde sırt üstü yatıp gökyüzüne bakacağınızı görüyorum, siz de görmüşsünüzdür bence🖤
Ankara'da başlayan hikaye arada bir şehir daha görüp İstanbul ikametine ulaştı. 20 yıl sevimsiz ve hiç de kolay olmayan işlerde çalışıp şimdi ne kadar süreceği belirsiz bir mola ya da işsizlikle iştigal etmekteyim.42 ye ulaşmama az biraz zaman kaldı. Pahalılık için diyebilirim ki yıkılmadım ama ayakta da sayılmam. Çocuksuz evlilerdenim bir kedim var. Yıllardır severek takipteyim burada da bir hatıram olsun istedim🌸
çocuksuzluğumuz 🖤 ve 42 yaşını nasıl severim! şimdiden kutlu olsun!
Ben Gaye, yolumu bulmaya çalışıyorum. Geleceğime dair bir yandan çok fazla umudum varken bir yandan umutsuzluklarla doluyum. Kendimi anlamaya tanımaya mutlu olduğum olacağım şeyleri anlamakla ilgileniyorum. İnsanlarla tanışmayı seviyorum, hayatlarını dinlemek ya da herhangi bir hikayesini dinlenmeyi, kendimden bir şeyler bulmayı, ya da bana bir şeyler farkettirmelerini seviyorum. Bu kadar kendime,duygularıma, hislerime, yaşadıklarıma odaklı olmama rağmen üç yıllık ilişkimi aşamıyorum aşmaktan ziyade değersiz hissetme duygusuyla başa çıkamıyorum. Öyle işte..
31 yasinda, ergenligini yasamaya, kendi isteklerini anlamaya-aramaya, insanlar tarafindan sevilmemeyi goze alarak biraz narsist yanini serbest birakmaya, birey olma yolunda emin adimlar atmaya calisan, yokus cikar gibi gecirdigi 1 senenin sonunda yokus asagi sallanip yuvarlanmak, korkmadan yasamak isteyen Izmirli bir insan.
nefis adımların arefesindeyken ne yollar ne yokuşlar biter, nefesimizi idareli kullanıcaz🖤
vicdani olanı seven eşini kaybetmiş İstanbul da yaşayan geciniyorum desem yalan geçinemiyorum desem yine yalan diyen ortada kalmış hayalleri cok ama umutları azalmış kızı ile yaşayan kalbi çoktan kırılmış ama iyi ki sevdiklerim var diyen bir insan
🖤 çok şükür! biz hikayemizden razıyız çünkü o yüzden kalbimizi kırdıklarını sanıyorlar, ama hala atıyor baksanıza!
Eskiden beri soruları karışık daha doğrusu bildiğimden başlayarak yanıtlamayı seven, bilmediklerimi boş bırakmaktan hoşlanmayan ama laf olsun yazdıklarımı da saçma bulan ben. Şu an writing sınavları gibi kaç kelime yazdığımı saymaktan cevaba odaklanamasam da ; biraz dağınık, kalbi tamir edilemeyecek kadar bozuk olmasa da kırık, şu sıralar bir bebeğin gözlerinde benliğini arayan bir anne : ben!
ay ne güzel! güle güle büyüsün, size de çok kolay gelsin.
ve.
bir tamirci her zaman vardır. her zaman. o yırtık fermuarı diken biri, o ayakkabının deliğini yamayan biri. bulursunuz, bulacaksınız eminim.
yasi 43… ama dogustan 55… damardan sari kirmizi… sporun, sporcunun dostu ve bizzat kendisi… hayattan alacakli… 6 sehir 3 ulke ve 17 tasinma ile uzman koli bantlayicisi… tadimiz kacmasin Ali Riza Beycilikten kurtulmaya calisan, hayattan alacaklarini tahsil etmek isteyen evli ve cocuklu merakli yay insani.
uzman koli bantlayıcısı 🖤 dünyanın en zor şeyi, kutuyu denk getirsen, bant açılmaz, bandı açarsın kutunun kapağı kenara fırlar, tam yapıştıracakken kazağına yapışır, yan döner, çapraz yapışır. ne güzel küçük dertlerimiz de var.
kadıköy’lüyüm. babamı zar zor ikna edip tek başıma eve çıktım, ayaklarımın üstünde durmak istiyorum diyerek. iki yıl oldu, ayaklarımın üstünde duracak gücüm yok bu aralar ama kimseye çaktırmıyorum. özellikle de babama. kalbim feci kırık ve onunla ne yapacağımı bilmiyorum. sadece gün sonunda ‘’oh bugün de geçti’’ diyorum ama ne için bilmiyorum. yolun sonunda bir şey var mı onu da bilmiyorum ama günleri bitirmeye devam ediyorum. her şey üst üste bu aralar ama yine de şu hayatta sevdiğim ufak şeylere tutunarak yaşamaya çalışıyorum n’apim
ben babalara rağmen bir eve çıkma yazısı yazıcam, aklımda sizi tutarak! unutursam hatırlatın olur mu? pes etmek yok! güzel günlerin geldiğini ben biliyorum siz de göreceksiniz, yeminle!
nasıl mutlu olurum anlatamam. ay heyecanlandım ama ben şimdi. unutmam ki asla unutturmam da, tamamdır. :) herkesin yazısını okudum neredeyse, hepsinde kendimden de bir şeyler buldum. sanki hepimiz bir masanın etrafındayız yemekler de böyle az kalmış. bir şeyler içerken, herkes kendiyle ilgili bir şey anlatıyor gibi. :) ''bakma kırık döküğüz hepimiz ama iyiyiz ya galiba'' diye düşündüm. o zaman hep birlikte güzel günlere! söz. pes etmek asla yok. seviyorum sizi. :))
37 yaşında ikinci evliliğini yani deneme yanilmadan sonra ikinci denemesini yapmış ama son durakta durup üstüne birde çocuk yapmış bir kadınım.Astrolojinin astronominin kötü Yola düşmüş kardeşi olduguna inanan Üstün Dökmen ile ayni fikirdeyim .Buna rağmen yay burcumun tüm özelliklerini taşıdığımı gördükçe inansam mı şu burç olayına diyen biriyim :)Hayat yolculuğunda tek tarafin penceresine değil, yolun iki tarafina da bakmaya çalışan bir yolcuyum.Yolcu arkadaşlara başarılar dilerim.
hahah siz cam kenarısınız gibi geldi bana, çünkü ancak cam kenarında oturan bir kadın kimsenin cesaret etmeyeceği kararları camdan dışarı bakarken alır! tebrik ediyorum. 🖤
Ben bahar. İstanbulda yaşıyorum, hepimizin bayıldığı Kadıköyde, hayatımın bu kısmı hoşuma gidiyor. Hoşuma gitmeyen kısımları da var ama onları sıklıkla görmezden geliyorum.
Hayatımın şu ana kadarki bölümünde, en sevdiğim şey sinemaya gitmek oldu, seans ve film farketmeksizin. Bi de uuzzun uzun yürümeyi seviyorum ama sinemaya gitmek açık ara önde..
off nasıl severim. bir de alakasız seanslarda. ya üç kişi ya beş kişi olacak, kişi sayısına bakıp reklamları oynatmayacaklar. çıktığınızda saat 5'e 20 kalayı gösterecek.
Sinema salonundaki kişi sayısı ile reklamları atlama ihtimali arasındaki bağlantıyı az önce sayenizde öğrenmiş oldum. Her gün bir yeni bilgi panosu oldu burası benim için.
Sinemadan çıkınca saat 16.40 . Ufff mis gibi, hele de haftaiçi ise. Ay hatta cuma cuma. Enfessss.
çok tatsız biten dokuz yıllık ilişkinin ardından eski sevgilisinin evden taşınmasını bekleyen, 41 yaşında yeniden nasıl başlanır diye düşünen, zengin olmak zorundayım diye kariyer peşine düşen, canı hiç acımıyormuş gibi davranmayı gurur meselesi yapan, yine de eski sevgilisine taşınacağı gün vermek üzere mektup yazmaktan kendini alıkoyamayan buz gibi bir romantiğim.
o mektubu acaba şöyle mi versiniz, hepsini yırtarak ve zarfın içine koyarak:) birleştirsin dursun.
Bunu yazmanız ne enteresan, hemen anlatayım :) Sene 2016, beyimiz yine kalbimi kırmış. Çıktısını alıp çerçeveye koyduğum bir tane fotoğrafımız var. Derhal onu parçalara ayırıp çöpe atmış, çöpü de kapının önüne koymuş, ardından civardaki bir arkadaşımın evine kalmaya gitmiştim. İki üç gün sonra eve döndüm kimse yokken. Çerçevede çöpten toplanıp birleştirilmiş fotoğrafımız duruyor. Bu yüzden onu affetmiştim. Tekrar bu riski alamam :)
İstanbul, 49y, doğma büyüme Kadıköylü. 20 yaşında Brüksel'de üniv. okuyan kızı var. Boşanık. Bu sefer evlenmek yok diye sevgilisiyle beraber yaşıyor; ne farkı varsa?:) Ege'ye gitmek istiyor çünkü emekli oldu ve bu şehirde çok mutsuz. Hala çalışıyor. Aslında artık beyaz yakalı olarak kurumsalda çalışmasına gerek yok ama konfor alanından çıkamıyor. Balığın ve deniz mahsulünün her türlüsü, rakı, güzel sofralar, deniz, tekne sevdalısı. Yunanistan aşığı. Abla. Kalbi çok şeye çok kırık ama alıştı buna, artık tamire ve sorgulamaya çalışmıyor.
ahhh o son kelimeleriniz! 🖤🥀
peki kalbimizden de kırıklardan da razıyız di mi?
Birçoklarının aksine hiç sevemediğim Eskişehir’de 7 sene yaşadıktan sonra koşar adımlarla kaçıp annemin yanına sığındım ve Eskişehir’den biraz daha çok sevdiğim işimi yapmaya başladım. Burada biraz nefes almak zor oluyor. 3 sene beraber olduğum ilk aşkımı bir anda terk edip 5 sene sonra yine koşarak ona döndüm. Pek çok konuda anlaşıyor olsak da benim 90’lar brit rock sevdamı hiç anlayamadı. Kalbim bir aralar kırıktı ancak aldığım seanslarca psikoterapi sayesinde parçalar arasında 501 uhu var. Susanna Tamaro’nun bir kitabında birileri öldükten sonra kalanlar için hayat devam etmez diyor, hayat devam etmeye çalışır diyor. Babam gittikten sonra -ki 18 sene oldu- hayatın devam etmeye çalıştığını ve kalbimin ilk orada kırıldığını anladım
ahhh🖤
ben de Britpop'a bayılırım, aynı müzik sevgimiz olmayan insanları sevmemiz de tutuyor🥀, bir de babanız için şimdi oturup cure'dan M dinliycem kabul ederseniz!
Çok mutlu olurum :)
Sanayinin icinde nefesimi tuta tuta calisip, nefes almak icin yollara duserim, en cok da New york’ta nefes alip, kardese yegene kavusup sanayisini ozleyip geri donerim. Hayatta en sevdigim yemek bir cerkes borek cesidi olan velibahti; annem beni birakip diger taraftakilere pisirmeye gittigi icin artik yemiyorum. Favori yemegim artik mercimek koftesi, kardesimin yaptigi. Futbolu cok severdim, annem hasta Fenerliydi ben Cimbomluyum. Annem giderken futbolu da yaninda goturdu.Arada Cimbom sarkilari dinlerim hala. Ben bir Rock muzik bagimlisiyim. Pink Floyd eski takintim, Nick Cave yeni takintim. Yaslandigimi asla kabul etmiyorum ama artik kalbim cok kiriliyor ve kendiliginden iyilesmiyor,,sonra icten ice anliyorum yaslandigimi. disari asla belli etmiyorum.
🖤 bütün goller, bütün börekler bizi bekler. küsmeyelim. küsmememiz gerektiğinin cevabı tam olarak nick cave'de. ciddiyim. o yaptıysa biz de yaparız.
insanları izleyip seyir defterime onlarla ilgili hikayeler yazmayı severim. 5 yıl önce bir sırt çantasına eşyalarımı koyup İstanbul'a geldim hala da buradayım :) zor oldu ama tutundum diyelim. derdi insan ve anlama çabası içinde olan her insan gibi tabiki kalbim kırık... bu ara hayatla ilgili her konuda idare ve inat etmeye çalışıyorum. ve merhaba nuray ben hoş buldum :)
bende çok yara bandı var, en güzelini, en kedilisini sana ayırıyorum! 🖤
istanbullu, 2013’ten beri new york'ta, saçını da ny'ta kestiriyor, 2006’dan beri aynı insanla, astrolojiye inanmak istiyor ama anlamıyor, bir yeğeni var, zeytinyağlı ve balıkta tercihi aynı - barbunya, kışları seviyor, yaz aylarında zorlanıyor, futbolu çok seviyor, ny’ta duruşmaları ve sokakta insan hikayelerini takip ediyor.
ben de sizin doktor olmanızı bekliyorum! şöyle hastalarının unutamayacağı, iyi ki berfin hanım bizi görmüş denilen bir doktor. hayal bu ya :) iyi ki doğmuşsunuz🖤
Gerçek olması için elimden geleni yapıcam :) Çok teşekkürler 🤍
"Giderlerse gitsinler" yazınız da muhteşemdi bu arada, kaleminize sağlık ✨ Siz hep yazın umarım 🙏