sahi siz neden bu kadar öfkelisiniz?
iktidar partisinin seçmenleri, reisçiler gerçekten seçim reklamındaki kadar tatlı, huzurlu, güleryüzlü insanlar mı? yoksa bu bir rüya mı?
ursula k. le guin öfkeyi tarif ederken, ‘öfkenin, ruhu sakatlamadan veya aşındırmadan süresiz olarak bastırılamayacağını biliyorum’ der. uzun vadede öfkenin ne kadar yararlı olduğunu bilmediğini anlatır. le guin’e göre öfkeyle beraber insan önce haksız, sonra tehlikeli hale gelir. öfke, gerilemeyi, saplantıyı, intikamı, kendini beğenmişliği körükler. aşındırıcıdır, kendi kendini besler ve bu süreçte ev sahbini yok eder.
eskiden ayıptı, kime oy verileceği ya da kaç para kira verildiği sorulmazdı. bu iki konu her ailenin kara kutusu gibi bir şeydi ve zaten kimseyi ilgilendirmeyen konulardı. baba biz kime oy vericez sorusunun cevabını hiçbir çocuk alamazdı. ne güzel günlerdi nostaljisi yapacak değilim. her zaman ne var bunda söyleseler diye düşünürdüm. ama yok nuh der peygamber demez aileler çocuklarına oy atacakları insanı söylemezdi. sen kendi kendine iz ve işaretlerden anlardın. artık herkes herkese her şeyi sorabildiğinden midir mahrem kalmadığından mıdır bilmem, çok az tanıdığın birisi bile sana bir anda ne kadar kira verdiğini de oyunu da kime vereceğini sorabiliyor. o kara kutular kırıldı.
sokak röportajlarını uzun yıllardır seyrediyorum. seçimden seçime bir merak olmadığı için o mikrofon tutan genç kızların, erkeklerin tarzlarını biliyorum. süper kibar, sabırlı, itişe kakışa, kavgaya, tehdide dayanaklı gençler. yaptıkları iş gerçekten çok zor. hem soru soracaklar, hem enteresan cevaplar alacaklar, hem konuların dağılmasına sabredecekler, ak derken kara diyenleri uzun uzun dinleyecekler, yağmur çamur, o meydan bu sokak, yürümeleri lazım uzun uzun. şimdi yaptıkları işin en zor günlerindeler. türkiye’nin seçimine kalmış 29 gün, her yerimiz anket, fakat sokaktaki insanın ne yapacağı belli olmaz. birilerinin sorması lazım geldiğinden sokak röportajcılarına çok iş düşüyor. hepsinin tarzı birbirinden farklı olsa da, sokak röportajı yapan genç gazetecilerin soruları benzer, ses tonları hep aynı, sakin sakin tek soru soruyorlar: ‘merhaba efendim, bu seçimde oyunuz kime?’
Keep reading with a 7-day free trial
Subscribe to ÇETELE to keep reading this post and get 7 days of free access to the full post archives.